Kategoriler
Sözlük

Minyatür Nedir? Minyatür Ne Demektir? Anlamı

Özet: “Minyatür Nedir? Minyatür Ne Demektir? Anlamı” başlıklı yazımızda Minyatür nedir, Minyatür ne demektir, Minyatür kelimesinin tanımı, Minyatür kelimesinin eş anlamlısı, Minyatür kelimesinin ingilizce karşılıkları, Minyatür ile ilgili atasözleri ve deyimler ve Minyatür hakkında detaylı bilgileri bulacaksınız.

Sponsorlu Bağlantılar

Minyatür Tanımı

Minyatür kelimesi Fransızca kökenli bir kelimedir ve Minyatür kelimesinin anlamı Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde aşağıdaki şekildedir;

1. isim Çoğunlukla eski yazma kitaplarda görülen, ışık, gölge ve hacim duygusu yansıtılmayan küçük, renkli resim sanatı
Aynı oyunu, avuç içi kadar bir minyatürden seçilmiş bir köşecikle oynuyorlar.” – B. R. Eyuboğlu

2. Bu biçimde yapılmış küçük resim

3. Bir şeyin küçük ölçekte kopyası veya benzeri
Ufacık, minyatür bir yüzü, aynı ufaklıkta vücudu vardı.” – S. F. Abasıyanık

Minyatür Eş Anlamlısı ve Zıt Anlamlısı

Minyatür kelimesini eş anlamlı karşılığı aşağıdaki gibidir;

  • Minyatür kelimesinin eş anlamlı karşılığı bulunmamaktadır.

Minyatür kelimesini zıt anlamlı karşılığı aşağıdaki gibidir;

  • Minyatür kelimesinin zıt anlamlı karşılığı bulunmamaktadır.

Minyatür İle İlgili Atasözleri ve Deyimler

Minyatür kelimesi ile ilgili atasözü ve deyimler aşağıdaki gibidir;

  •  Minyatür kelimesinin geçtiği herhangi bir atasözü veya deyim bulunamamıştır.

Minyatür İle İlgili Birleşik Sözler

Minyatür kelimesi ile ilgili birleşik sözler aşağıdaki gibidir;

  •  Minyatür kelimesinin geçtiği herhangi bir birleşik söz bulunamamıştır.

Minyatür İngilizcesi

Minyatür kelimesinin İngilizce karşılıkları ise aşağıdaki gibidir

  •  Minyatür – miniature

Minyatür Hakkında Detaylı Bilgi

Minyatür, çok ince işlenmiş ve küçük boyutlu resimlere ve bu tür resim sanatına verilen addır. Orta Çağda Avrupa’da elyazması kitaplarda baş harfler kırmızı bir renkle boyanarak süslenirdi. Bu iş için, çok güzel kırmızı bir renk veren ve Latince adı “minium” olan kurşun oksit kullanılırdı. Minyatür sözcüğü buradan türemiştir.

Sponsorlu Bağlantılar

minyatur

Bizde ise eskiden resme “nakış” ya da “tasvir” denirdi. Minyatür için daha çok nakış sözcüğü kullanılırdı. Minyatür sanatçısı için de “resim yapan, ressam” anlamına gelen nakkaş ya da musavvir denirdi. Minyatür daha çok kâğıt, fildişi ve benzeri maddeler üzerine yapılırdı.

Minyatürün Tarihçesi

Minyatür, doğu ve batı dünyasında çok eskiden beri bilinen bir resim tarzıdır. Ama minyatürün bir doğu sanatı olduğunu, batıya doğudan geldiğini ileri sürenler vardır. Doğu ve batı minyatürleri resim sanatı yönünden hemen hemen birbirinin aynı olmakla birlikte renk ve biçimlerde, konularda ayrılıklar görülür. Minyatür, kitapları resimlemek amacıyla yapıldığından boyutları küçük tutulmuştur. Bu ortak bir özelliktir. Doğu ve Türk minyatürlerinin bazı başka özellikleri de vardır. Bu minyatürlerin çevresi çoğu kez “tezhip“ denen bezemeyle süslenirdi. Minyatürde suluboyaya benzer bir boya kullanılırdı. Yalnız bu boyaların karışımında bir tür yapışkan olan arapzamkı biraz daha fazlaydı. Çizgileri çizmek ve ince ayrıntıları işlemek için yavru kedilerin tüylerinden yapılan ve “tüykalem“ denen çok ince fırçalar kullanılırdı. Boyama işi için de çeşitli fırçalar vardı. Resim yapılacak kâğıdın üzerine arapzamkı katılmış üstübeç sürülürdü. Renklere saydamlık kazandırmak için de bu yüzeyin üzerine bir kat da altın tozu sürüldüğü olurdu.

Bilinen en eski minyatürler Mısır’da rastlanan ve MÖ 2. yüzyılda papirüs üzerine yapılan minyatürlerdir. Daha sonraki dönemlerdeYunan, Roma, Bizans ve Süryani elyazmaları’nın da minyatürlerle süslendiği görülür. Hıristiyanlık yayılınca minyatür özellikle elyazması İncil’leri süslemeye başladı. [Avrupa]’da minyatürün gelişmesi 8. yüzyılın sonlarına rastlar. 12. yüzyılda ise minyatürün, süslenecek metinle doğrudan doğruya ilgili olması gözetilmeye ve yalnızca dinsel konulu minyatürler değil dindışı minyatürler de yapılmaya başlandı. Baskı makinesinin bulunuşuna kadar Avrupa’da çok güzel ve görkemli minyatürler yapıldı. Bundan sonra minyatür daha çok madalyonların üzerine portre yapmak için kullanıldı. 17. yüzyıldan sonra fildişi üzerine yapılan minyatürler yaygınlaştı. Daha sonra minyatür sanatına karşı ilgi azalmakla birlikte dar bir sanatçı çevresinde geleneksel bir sanat olarak sürdürüldü. Selçuklular döneminde de minyatüre önem verildi. Selçuklular’ın İran ile ilişkileri nedeniyle minyatür sanatı İran etkisinde kaldı. Mevlana’nın resmini yapan Abdüddevle ve başka ünlü minyatür sanatçıları yetişti. Osmanlı Devleti döneminde ise 18. yüzyılakadar İran ve Selçuklu etkisi sürdü. Fatih döneminde, padişahın resmini de yapmış olan Sinan bey adlı bir nakkaş, II. Bayeziddöneminde de Baba Nakkaş diye tanınan bir sanatçı yetişti. 16. yüzyılda Reis Haydar diye tanınan Nigarî,Ahmetcan Barlas,Haydar Kay,İsmail Can,Gazi Capır, Nakşî ve Şah Kulu ün yaptılar. Gene aynı dönemde, Behzad’ın öğrencisi olan Horasanlı Aka Mirek de İstanbul’a çağrılarak saraya başnakkaş (başressam) yapılmıştı. Mustafa Çelebi, Selimiyeli Reşid, Süleyman Çelebi ve Levnî 18. yüzyılın ünlü nakkaşlarıdır. Bunlardan Levnî, Türk minyatür sanatında bir dönüm noktasıdır. Levnî, geleneksel anlayışın dışına çıktı ve kendine özgü bir biçim geliştirdi. 19. yüzyıl başlarında yenileşme hareketleriyle birlikte minyatürde de batı resim sanatının etkileri görüldü.

Günümüz Minyatürü

Minyatür yerini yavaş yavaş bildiğimiz anlamda çağdaş resme bırakmaya başladı. Ama batıda olduğu gibi ülkemizde de geleneksel bir sanat olarak varlığını sürdürmektedir. Birkaç Yüzyıllık kesintiden sonra Prof.Dr. Süheyl Ünver’in çabalarıyla tekrar günyüzüne çıkmış minyatür sanatı Günümüzde Günseli Kato, Nusret Çolpan, Gülbün Mesera, Gülçin Anmaç ve yetişmekte olan birçok genç sanatçı tarafından icra edilmektedir. Minyatür resmin çok güzel anlatıldığı bir sanattır.Ve bu sanat tüm dünyada yaygınlaşmıştır.

Sponsorlu Bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ne Nedir Vikipedi