Kategoriler
Sözlük

Şeytan Nedir? Şeytan Ne Demektir? Anlamı

Özet: “Şeytan Nedir? Şeytan Ne Demektir? Anlamı” başlıklı yazımızda Şeytan nedir, Şeytan ne demektir, Şeytan kelimesinin tanımı, Şeytan kelimesinin eş anlamlısı, Şeytan kelimesinin ingilizce karşılıkları, Şeytan ile ilgili atasözleri ve deyimler ve Şeytan hakkında detaylı bilgileri bulacaksınız.

Sponsorlu Bağlantılar

Şeytan Tanımı

Şeytan kelimesi Arapça kökenli bir kelimedir ve Şeytan kelimesinin anlamı Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde aşağıdaki şekildedir;

1. isim, din b. (***) Hz. Âdem’e secde etmediği için cennetten kovulan, insanları Allah’ın emirlerine karşı kışkırtan, kötülüğe yönelten cin, iblis
2. Kötü düşünceli, kötü niyetli kimse
3. sıfat Çok kurnaz, uyanık (kimse)

Şeytan Eş Anlamlısı ve Zıt Anlamlısı

Şeytan kelimesini eş anlamlı karşılığı aşağıdaki gibidir;

  • Şeytan – iblis

Şeytan kelimesini zıt anlamlı karşılığı aşağıdaki gibidir;

  • Şeytan kelimesinin zıt anlamlı karşılığı bulunmamaktadır.

seytan

Şeytan İle İlgili Atasözleri ve Deyimler

Şeytan kelimesi ile ilgili atasözü ve deyimler aşağıdaki gibidir;

§  acele işe şeytan karışır
düşünüp taşınmadan ivedi olarak yapılan işten iyi sonuç alınamaz.
Atasözü
§  aksi şeytan
işler yolunda gitmediği zaman “ne kadar ilgisiz, münasebetsiz” anlamında kullanılan bir söz.
Deyim
§  (birinde) şeytan tüyü olmak
kendini herkese kolaylıkla sevdirme özelliği bulunmak: “Bende şeytan tüyü vardır.” –H. R. Gürpınar.
Deyim
§  (birinden) şeytan elini çekmiş
uygunsuz bir iş yapacak veya kötülük düşünecek durumu olmayan çok yaşlı kimseler için kullanılan bir söz.
Deyim
§  cin olmadan şeytan (adam) çarpmak
gücünün üstündeki işleri başarmaya kalkışmak.
Deyim
§  insan insanın şeytanıdır
uygunsuz arkadaş, insanı doğru yoldan saptırır, kötülüğe sürükler.
Atasözü
§  kör şeytandan bulmak
kaderi kötü olmak.
Deyim
§  ne şeytanı gör ne salavat getir
gücün yetmediği işe kalkışılmamalı, kalkışılırsa da başkalarından medet umulmamalıdır.
Atasözü
§  şeytan aldatmak
1) bazı davranışlarda iradeli, güçlü davranamamak, nefsine uymak; 2) uyku hâlindeyken meni boşalmak, düş azmak: “O gecenin sabahı şeytanın aldattığı vücudunu soğuk suda temizlerdi.” –S. F. Abasıyanık.
Deyim
§  şeytan azapta gerek
“sevilmeyen bir kimse zorluk içinde kaldığında bunu hak etmiştir” anlamında kullanılan bir söz.
Deyim
§  şeytan diyor ki
yapılmaması gereken bir davranışı yapma isteği duyulduğunda söylenen bir söz: “Gül tenli, kor dudaklı, kömür sürmeli / Şeytan diyor ki sarmalı, yüz kere öpmeli” –Y. K. Beyatlı.
Deyim
§  şeytan dürtmek
durup dururken uygunsuz, kötü bir davranışta bulunmak: “Ama çocukluk işte, şeytan dürttü, ya herrü ya merrü diyerek birden yukarı baktım.” –H. Taner.
Deyim
§  şeytan geçmiş gibi
birkaç kişinin konuştuğu sırada kısa bir süre sessizlik olması durumunda kullanılan bir söz.
Deyim
§  şeytan geçti
şeytan geçmiş gibi.
Deyim
§  şeytan gibi
çok zeki ve kurnaz.
Deyim
§  şeytan görsün yüzünü
sevilmeyen, görmek bile istenilmeyen kimse için söylenen bir söz.
Deyim
§  şeytan kandırmak
düş azmak, şeytan aldatmak.
Deyim
§  şeytan kulağına kurşun
 hlk. aksama ihtimali bulunan durum veya işler düzenli gittiğinde “nazar değmesin” anlamında söylenen bir söz:Şeytan kulağına kurşun, hiçbirimiz hasta olmadık.
Deyim
§  şeytana külahı (pabucu) ters giydirmek
çok kurnaz olmak: “Fakat aynı zamanda, şeytana külahı ters giydirecek kadar açıkgöz ve kurnazdı.” –R. N. Güntekin.
Deyim
§  şeytana parmak ısırtmak
çok kötü ve çirkin bir şey yapmak.
Deyim

§  şeytana uymak
kötü bir şey yapma isteğine kapılmak.
Deyim
§  şeytanın arka bacağı (kıç bacağı veya art ayağı)
çok akıllı ve yaramaz (çocuk).
Deyim
§  şeytanın bacağını (ayağını) kırmak
1) herhangi bir sebeple yapılmayan bir işe başlamak veya gidilmeyen bir yere gitmek; 2) uğursuzluğu, şanssızlığı, aksiliği yenmek.
Deyim
§  şeytanın dostluğu darağacına kadardır
kötü arkadaş kişiyi yoldan çıkartıp ölüme kadar sürükleyebilir ama ölümün eşiğinde onu kaderiyle baş başa bırakır.
Atasözü
§  şeytanın gör dediği
başkalarının göremediği, farkına varamadığı incelikler veya gerçekler.
Deyim
§  şeytanın işi yok
“ne hikmetse, aksilik bu ya” anlamında kullanılan bir söz.
Deyim
§  şeytanın yattığı yeri bilmek
bilinmesi ve hatırlanması güç şeyleri bilmek, çok kurnaz ve açıkgöz olmak.
Deyim
§  şeytanla kabak ekenin kabak başına patlar
kurnaz ve hileci kimse ile ortaklık eden kişi hilenin en büyük kurbanı olur.
Atasözü
§  şeytanla ortak buğday eken samanını alır
ortağı kurnaz, düzenbaz olanın eline kârdan bir şey geçmez.
Atasözü
§  yüzünü şeytan görsün
sevilmeyen bir kimseye karşı duyulan nefreti belirtmek için kullanılan bir söz.
Deyim

Şeytan İle İlgili Birleşik Sözler

Şeytan kelimesi ile ilgili birleşik sözler aşağıdaki gibidir;

Sponsorlu Bağlantılar
şeytanarabasışeytan bezişeytan çekicişeytan elması
şeytanılainşeytaniğnesişeytan kırmızısışeytan kuşu
şeytanmasasışeytanminaresişeytan otuşeytan örümceği
şeytansaçışeytan şalgamışeytan taşlamaşeytantersi
şeytantırnağışeytan tırnağışeytan uçurtmasıkör şeytan

Şeytan İngilizcesi

Şeytan kelimesinin İngilizce karşılıkları ise aşağıdaki gibidir

  • Şeytan – satan

Şeytan Hakkında Detaylı Bilgi

Şeytan, birçok din ve mitolojide, insanları kötülüğe teşvik ettiğine inanılan, adaletsizliğin ve tüm kötülüklerin kaynağı kabul edilen varlık. İblis sözcüğü de çoğu zaman Şeytan ile aynı anlamda kullanılır. Yeryüzündeki birçok dinde ve mitolojilerde Şeytan, genellikle doğaüstü güçlere sahip, sürekli insanları dinden, dolayısıyla yaratıcısının emirlerinden uzaklaştırmaya çalışan bir varlık olarak düşünülmüştür. Bunun yanı sıra Şeytan’a tapan veya Şeytan’ı yücelten din ve akımlar da mevcuttur.

Latince’de “Diábolus, Diaboli”, İspanyolca’da “Diablo”, Yunanca’da “Diabolos”, “Karanlıkların Efendisi,” “Beelzebub” (Sinek Kral), “Belial”, “Mephisto” ya da “Lucifer”, eski Türkçede “Yek” ya da ‘Albız ‘olarak geçer. Kabbala felsefesinde “Samael” olarak geçer. Ancak Yahudi inanışında Samael başka bir melektir. Şeytan ayrıca “Azazel” olarak da anılmıştır. İslam’da “İblis” olarak da bilinir.

Kökenbilim

Eski mısırda kötülük, fırtına, karanlık, ve kaos tanrısı Set (Seth, Setesh, Sutekh, Setekh veya Suty), göklerin tanrısı Horus ile savaşmış ve çöle sürülmüştür (kovulmuş). Set eski mısırda kötülüğün sembolü olmuştur. İbranilerin mısırda yaşadığı dönemlerde aynı inanç ve deyimlerin İbraniceye aktarıldığı düşünülebilir. “Muhalif, bozucu ve bozguncu” gibi anlamlara gelen İbranice “Satan” kelimesinin kökü “komplo kurmak” anlamına gelir. İbranice’den Latince ve Yunanca’ya, oradan da diğer batılı dillere geçmiştir. Arapça’da ise “şetane” “rahmetten uzaklaştı, hak’dan uzak oldu” anlamlarında kullanılır.

Eski Ahit’te Şeytan

Eski Antlaşma’da Şeytan Hrıstiyanlıktaki gibi korkulan bir mahluk değildir ve kötülüklerin temelini oluşturmaz. Çünkü musevilikte Hayrın da şerrin de Tanrı’dan geldiği inancı vardır. Bu sebeple Satan ya da Samael adı verilen Şeytan’nın hile ve aldatmacalarına karşı dikkatli olunmalıdır.

Sponsorlu Bağlantılar

Yine Talmud, Bava Batra Bölümü, Daf 16a ‘ya göre:

Şeytan, kötü dürtüler ve Ölüm Meleği aynı şahsiyetlerdir.

Ezekiel 28:12–19: “..güzellerin ve bilgelerin en mükemmeliydin. Eden’de, Tanrı’nın bahçesindeydin. Giysilerin hep güzel taşlarla – yakut, zümrüt, aytaşı, beril, onix, safir, turkuazla – ve altın işlemelerle süslüydü. Bunlar sana sen yaratıldığın gün verildi. Seni kudretinle ve gücünle bekçim yaptım. Tanrının kutsal dağına gidebiliyor ve ateş tarlalarında yürüyebiliyordun. Yaptıklarından tamamen muaf tutulurdun ta ki için kötülükle dolana dek. Bu varlık içinde bile daha büyük şiddet yarattın ve günahkar oldun. Seni tanrının dağından men ettim ve seni bekçilik ettiğin ateş tarlalarından sürgün ettim. Güzelliğin yüzünden için kibirle doldu ve bilgeliğini kendi ünün için harcadın. Seni içine hapsettiğim ateşle beraber Dünya’ya attım. Seni takip edenlerle beraber sonunuz ateşler içinde küle dönecek. Çok feci bir sona geldin.”

Yeni Antlaşma’da (İncil’de) Şeytan

Şeytan özellikle Yeni Antlaşma’da ve Hrıstiyan inancında kendisine daha çok yer bulmuştur. Özellikle İsa’yı sürekli olarak kışkırtır. Ancak Şeytanın kişiliğinin kaynağı İncil değil, hristiyan edebiyatıdır. John Milton’nun epik bir şiirinde Şeytanın en üst düzeyde bir melekken insanı ve kendini yaratan tanrıya karşı düşmanlığa yönelen bir kişilik olduğu anlatılır. Ancak Şeytan kesinlikle Cehennem’de hapsolmuş biri değildir aksine istediği her yere – Dünya’ya hatta Cennet’e bile – girip çıkabilir. Bu özellikleriyle Şeytanın nihayi amacı insanlığı yaratıcının yolundan saptırmaktır. Bu anlamda kendisini tanrıya bir rakip olarak kabul ettirme gayreti içindedir. Kendisine bir süre verilmiş ve bu sürenin dolmasına kadar yaratıcıya karşı açtığı savaşın sonucunu beklemektedir.

Yaradılış (Genesis) bölümünde, Âdem ve Havva’yı kışkırtan yılan figürü, Tevrat’taki anlatımın aksine daha sonraları Hristiyan uleması tarafından Şeytan olarak değerlendirilmiştir. Doğu (Ortodoks) Kilisesine göre Şeytan, insanın üç düşmanı (günah-ölüm)’den birisidir. Bütün Hristiyan inanışlarında, Şeytan, İsa’ya ve İsa figüründe Tanrı’ya karşı son bir savaş (Armageddon) açacaktır. Bu savaş aynı zamanda Şeytana verilen sürenin de (aeonios) sonuna çok yaklaşıldığını gösterecektir. Unitaryan Kilisesine göre Şeytan bu zaman geldiğinde tekrar iyi olacak ve melek özelliklerine kavuşacaktır. Bu sürenin nasıl işleyeceği her kilisede farklılıklar gösterir. Neticede Dünya tüm şeytanlıklardan arınır ve tıpkı Cennet gibi günahsız bir yere dönüşür.

Ortaçağ’da Şeytan bir keçi gibi sakallı ve boynuzlu, elinde çatal ve kuyruklu olarak tasvir edilirdi. Bu görüntünün oluşmasının sebebi incil değildir ve hristiyanlıktan önceki pagan inanışlarda simgelenen bazı tanrı figürlerinden (Pan, Dionysus) kaynaklanır.

İslam’da Şeytan

Kur’an’da “şeytan” kelimesi, “İblis”‘ten daha fazla (87 kez) kullanılmıştır. Genelde İblis’le Cennet’ten büyüklendiği için kovulan cin, şeytanlarla da ona uyarak başkalarını kötüye çağıran cinler ve insanlar kastedilir.

Sponsorlu Bağlantılar

Şeytan, İslamiyet’e göre insanları dinden caydırmaya çalışan melek türünden bir varlıktır. Kur’an’da şeytandan bahsedilen ayetlerde insanlar onunla birlikte hareket etmemeleri konusunda uyarılırlar. Şeytanın önceleri bilgeliğinden yararlanılan ve sayılan biriyken, Allah’ın huzurundan kovulma aşamasına geliş hikayesi Araf suresinde anlatılır;

“And olsun, size yeryüzünde imkân ve iktidar verdik. Sizin için orada birçok geçim imkânları da yarattık. Ama siz ne kadar az şükrediyorsunuz! Ant olsun, sizi yarattık. Sonra size şekil verdik. Sonra da meleklere, “Âdem için saygı ile eğilin” dedik. İblisten başka hepsi saygı ile eğildiler. O, saygı ile eğilenlerden olmadı.”

Allah, “Sana emrettiğim zaman seni saygı ile eğilmekten ne alıkoydu?” dedi. “Ben ondan hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın. Onu ise çamurdan yarattın” dedi. Allah, “Şimdi in aşağı oradan. Çünkü senin orada büyüklük taslamak haddin değil! Hemen çık! Çünkü sen aşağılıklardansın” dedi. Şeytan dedi ki: “Bana insanların tekrar diriltilecekleri güne kadar süre ver.” Allah da, “Sen süre verilenlerdensin” dedi. Şeytan dedi ki: “(Öyle ise) beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki, ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üzerinde elbette oturacağım.” “Sonra onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım ve sen onların çoğunu şükredenler bulamayacaksın.” Allah dedi ki: “Yerilmiş ve kovulmuş olarak çık oradan. Andolsun, onlardan sana kim uyarsa sizin, hepinizi Cehennem’e doldururum.” “Ey Âdem! Sen ve eşin Cennet’te kalın. Dilediğiniz yerden yiyin. Fakat şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz.” Derken Şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: “Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız ya da (Cennet’te) ebedi kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı.” “Şüphesiz ben size öğüt verenlerdenim” diye de onlara yemin etti. Bu sûretle onları kandırarak yasağa sürükledi. Ağaçtan tattıklarında kendilerine avret yerleri göründü. Derhal üzerlerini Cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar. Rableri onlara, “Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?” diye seslendi. Dediler ki: “Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.” Allah dedi ki: “Birbirinizin düşmanı olarak inin. Size yeryüzünde bir zamana kadar yerleşme ve yararlanma vardır.” Allah dedi ki: “Orada yaşayacaksınız, orada öleceksiniz ve oradan çıkarılacaksınız.

Yehova Şahitliği’nde Şeytan

Yehova’nın Şahitleri, Şeytan’ın mükemmel ruh özelliklerine sahip bir melek olarak yaratıldığına; ancak Âdem ve Havva’nın tanrı Yehova yerine kendisine itaat etmelerini sağlamaya çalışmasıyla Şeytan’a dönüştüğüne inanırlar. Şeytan’ın zamanla güzelliğinden ötürü gurura kapılarak kendisini bir tanrı gibi görmeye başladığını ve bu şekilde kendisini Yehova’ya bir rakip yaptığına inanırlar. Şeytan sözcüğünü daha kesin anlamak için, Kerub sınıfından bir melek olan “Şeytan” sözcüğünün “Karşı Koyan” anlamına geldiğinin gözönünde tutulması gerekir. Şeytan, Tanrı’nın amacına karşı koymaya çalıştığı için bu sıfatı almıştır. Şeytan adı bu varlığın özel adı değildir.

Şeytan “Aden Bahçesi”nde, “-Ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün.” denilerek, yasaklanan meyveyi yemesi için Havva’yı kışkırtmış ve yalan söyleyerek itaatsiz olmasını sağlamıştır. Bunu yaparken bir yılanı kukla gibi şu sözlerle konuşturmuştur: Yılan, “-Kesinlikle ölmezsiniz” dedi, “-Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.”. Bu şekilde Şeytan, Âdem’le Havva’yı tanrıya itaatsiz olmaları için ayarttığında, meselenin yalnızca bir meyveyi yemek olmadığına, tanrı Yehova’nın insanları yönetme hakkına meydan okuduğuna inanırlar. Tanrı Yehova’nın, Şeytan’a ortaya çıkardığı bu dava nedeniyle (Tanrı’ya göre altı gün) 6000 yıllık bir süre tanıdığına inanırlar. Şeytan’ın ortaya çıkardığı davaların şunları içerdiğine inanırlar:

Sponsorlu Bağlantılar
  • Şeytan’ın, “Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz (anlayışınız) açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.” sözlerine göre; Şeytan Yehova’nın insanlar üzerindeki yönetiminin haksız olduğunu iddia etmiştir. Şeytan, insanların kendi kendilerini daha iyi bir şekilde yönetebileceklerini ve Yehova’nın karışması olmadan kendi yönetimleriyle Dünya’yı Cennet gibi bir yer yapabileceklerini iddia etmiştir. Bu nedenle, Şeytan’a göre, Yehova insanların kendi kendilerini yönetmelerine izin vermelidir.
  • Şeytan’a göre, Tanrı’ya gerçekten vefalı, sadık tek bir kişi bile yoktur. Sadık olan kişiler yalnızca kendileri için iyi şartlar sürdüğünde sadık kalmaya devam ederler. Eğer bu sadık insanların başlarına çeşitli sıkıntılar gelecek olursa, bu kişiler Yehova’ya sadık olmaktan vazgeçeceklerdir. Bunun ispat edilebilmesi için kendisine bir fırsat verilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Yehova’nın Şahitleri, Yehova’nın Şeytan’ı bu davalar nedeniyle hemen yok etmediğini ve eğer hemen yok edecek olsaydı, bütün yarattığı ruh varlıkların zihinlerinde kendisinin haklı olup olmadığı kuşkusunun doğacağını bilerek, Şeytan’a geçici bir süre için izin verdiğine inanırlar. Ayrıca, Tanrı’nın Şeytan’a ve insan yönetimlerine izin vermekle, kötülüğe de izin verdiğine; çünkü bunun sonuçlarının kötü olacağını bildiğine inanırlar. Yehova’nın, Şeytan’ın iddialarının geçersizliğini bu kötü sonuçlara göre ispat edeceğine inanırlar.

İncil’deki “Bu Dünya’nın egemeni şimdi dışarı atılacak.” ve “Artık sizinle uzun uzun konuşmayacağım. Çünkü bu Dünya’nın egemeni geliyor. Onun benim üzerimde hiçbir yetkisi yoktur.” sözlerine göre, Yehova’nın Şahitleri bu davaların çözümüne kadar, 6000 yıllık bir süre için Dünya’yı perde arkasından Şeytan’ın yönettiğine inanırlar. Ve Şeytan’ın bunu yaparken “Buna şaşmamalı. Şeytan da kendisine ışık meleği süsü verir.” sözlerine göre, Şeytan’ın insanları çoğu kere iyilik meleği gibi görünerek kandırdığına inanırlar. Yehova’nın Şahitleri, Şeytan’ın 6000 yılın bitiminde, bir “uçuruma” atılarak 1000 yıl boyunca faaliyetsiz bırakılacağına ve 1000 yıl geçtikten sonra sonsuza dek yok edileceğine inanırlar. Bu 1000 yıllık dönemde Şeytan’ın bozduğu şeylerin telafîsinin olacağına inanırlar. Bu telafî Yehova’nın Şahitleri’ne göre yeryüzünde Cennet’in yeniden kurulması ve ölmüş kişilerden birçoğunun dirilerek bu Cennet’te yaşamasıdır.

Yezidilik’te Şeytan

Şeytan figürünün Yahudi-Hristiyan ve Müslümanlıktaki bir benzeri Yezîdîlik’te de bulunmaktadır. Ancak burada Şeytan’ın sahip olduğu özellikler diğer dinlerden farklıdır. Yezîdîlik’te tanrı Dünya’nın sadece yaratıcısıdır, ancak sürdürücüsü değildir. Tanrısal iradenin vücut bulması için Şeytan bir nevi aracılık rolü üslenmiştir. Şeytan “tavus” olarak adlandırılır ve bir tavus kuşu ile simgelenir. Tanrı özünde iyilikle dolu olduğundan ibadet edip onun gönlünü kazanmak gerekmez. Aksine ibadetin ona değil içi kötülüklerle dolu olana, Tavus’a yapılması ile kötülüğün en büyük kaynağından korunulur. Bu anlamda iyilik ve kötülüğün kaynağı aslında Melek Tavus’tur. Ahiret inancı gibi sonradan hesap verilecek bir yerin varlığı söz konusu değildir. İnsanın inanışına ve yaşayışına göre Dünya Cennet’e de Cehennem’e de dönüşebilir. Melek Tavus bütün bu işlerin denetleyicisi ve tanrının bu yeryüzündeki gölgesidir.

Yezîdîlik’ten önceki ilâhî dinlerde anlatılan, Şeytan’ın, yaratıcının buyruğuna rağmen insan karşısında eğilmeyip saygı göstermemesi, onun aslında ne kadar asil olduğunun tüm evrene ispatıdır ve yaratıcı tarafından sınanmıştır. İşte bu sınavı başarı ile verip tüm insanlığın ve Dünya işlerinin başına geçme hakkını kazanmıştır.

Ekankar’da Şeytan

Ekistler Şeytan kavramını Sugmad’ın yani Tanrının negatif yönü olarak yorumlamaktadır.

Satanizm

Şeytanı yaratıcı ve/veya hükmedici bir figür ya da evrende temel bir güç olarak gören inanç sistemidir. Bununla birlikte bazı akımlarında Şeytan’ın ya da tanrının varlığına inanılmaz.–

Sponsorlu Bağlantılar

Edebiyatta Şeytan

Edebiyatın ve dinin kesiştiği birçok noktada Şeytan, olayların gelişmesinde, sonuçlanmasında ya da dallanmasında temel bir figür olarak, tıpkı hayattaki kaosun açıklanmasında olduğu gibi, yazarlarca kullanılmıştır. Şeytanın kahramanı oynadığı en önemli eserlerden birisi, Goethe’nin Faust’udur. Faust’ta Şeytan (Mefisto), başarılı çalışmalarıyla insanlığı, kendisinin sebep olduğu felaketlerden koruyan bir doktoru elde etme konusunda tanrıyla “bir kez daha” bahse girer. İnsanın Şeytan’la içsel bir kavga halinin anlatıldığı ve yeryüzündeki iyilik ve kötülük kavramlarının kaynağının sorgulandığı bir başka eser, Paulo Coelho’nun “Şeytan ve Genç Kadın” adlı romanıdır. Jeffrey Burton Russell ise Kötülük (1-4) serisinde yeryüzüne artık iyice alışmış olan Şeytan’ın, insanlardan bir farkının kalmadığını ve “onu bizden biri” gibi görerek, şeytanlaşan insanı anlatmaktadır.

Sponsorlu Bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ne Nedir Vikipedi