Kategoriler
Sözlük

Su Nedir? Su Ne Demektir? Anlamı

Özet: “Su Nedir? Su Ne Demektir? Anlamı” başlıklı yazımızda Su nedir, Su ne demektir, Su kelimesinin tanımı, Su kelimesinin eş anlamlısı, Su kelimesinin ingilizce karşılıkları, Su ile ilgili atasözleri ve deyimler ve Su hakkında detaylı bilgileri bulacaksınız.

Sponsorlu Bağlantılar

Su Tanımı

Su kelimesinin anlamı Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde aşağıdaki şekildedir;

1. isim Hidrojenle oksijenden oluşan, sıvı durumunda bulunan, renksiz, kokusuz, tatsız madde, ab

2. Bu sıvıdan oluşan kitle, deniz, akarsu

“Koltuğuna oturdu, Haliç’in bulanık sularına daldı.” – F. R. Atay

3. Meyve, sebze vb.nin sıkılmasıyla elde edilen sıvı

“Portakal suyu. Domates suyu.”

4. Bazı kokulu yaprak veya çiçeklerin imbikten çekilmesiyle elde edilen kokulu sıvı
“Çiçek suyu. Gül suyu.”

5. Yemeğin sıvı bölümü
“Belki de iki bardak turşu suyu içecek.” – S. F. Abasıyanık

6. Kez
“Meyveleri iki su yıka.”

7. Demir araçları ateşte kızdırdıktan sonra, suya daldırılarak sağlanılan sertlik
“Bu bıçağın suyunu iyi vermemişler.”

Sponsorlu Bağlantılar

Su Eş Anlamlısı ve Zıt Anlamlısı

Su kelimesini eş anlamlı karşılığı aşağıdaki gibidir;

  • Su – akarsu / deniz / kez / ab / kokusuz / renksiz / sutaş

Su kelimesini zıt anlamlı karşılığı aşağıdaki gibidir;

  • Su kelimesinin zıt anlamlı karşılığı bulunmamaktadır.

sap2

Su İle İlgili Atasözleri ve Deyimler

Su kelimesi ile ilgili atasözü ve deyimler aşağıdaki gibidir;

  • § acı acıyı keser, su sancıyı
    bir güçlüğü yenmek için başka bir güç yola başvurulmalıdır.
    Atasözü
  • § acıkan doymam sanır, susayan kanmam sanır
    bir şeyi uzun süre elde edemeyen kimse, daha sonra o şeyden ne kadar çok edinirse edinsin yine kendisine yetmeyeceği kanısında bulunur.
    Atasözü
  • § acıkanın yanağından, susayanın dudağından belli olur
    bir insanın ne durumda olduğu yüzünden anlaşılır.
    Atasözü
  • § aç ölmez gözü kararır, susuz ölmez benzi sararır
    yoksulluk insanı öldürmez ama türlü türlü üzüntü ve sıkıntı içinde yıpratır.
    Atasözü
  • § aç susuz kalmak
    1) yoksulluktan yaşayamayacak bir duruma gelmek; 2) yoksul bir duruma düşmek.
    Deyim
  • § adamın yere bakanından, suyun yavaş akanından kork
    duygu ve düşüncelerini açığa vurmayan sessiz insan yavaş akan derin su gibi tehlikelidir.
    Atasözü
  • § ağası güçlü olanın, kulu suçlu olur
    kuvvetli kimselerin suçları yanındakilere yüklenir.
    Atasözü
  • § ağzı sulanmak
    1) imrenmek; 2) yeme, içme isteği artmak.
    Deyim
  • § ağzının suyu akmak
    çok beğenip istemek, imrenmek: “Bu ziyafete elimiz erişmiyor, uzaktan ağzımın suyu akıyor.” -R. N. Güntekin.
    Deyim
  • § akan su yosun tutmaz
    tembel tembel oturan kimse hantallaşır, iş yapma yeteneğini yitirir, çalışan kimse gittikçe açılır, daha yararlı işler yapar.
    Atasözü
  • § akan sular durmak
    itiraz edememek, söyleyecek sözü kalmamak: “Böyle duru bir mantık karşısında akan sular duruyordu.” -A. Kulin.
    Deyim
  • § akıllı köprü arayıncaya dek deli suyu geçer
    atak kişi tehlikeyi göze alarak işe girişir ve çabuk sonuç alır.
    Atasözü
  • § aralarından su sızmamak
    aralarında çok yakın, sıkı fıkı arkadaşlık bulunmak: “Bir vakitler aralarından su sızmayan o dünya ahiret kardeş hatun kişiler, şimdi birbirlerini çekemiyor, birbirlerinin arkasından söylemediklerini bırakmıyorlardı.” -H. Taner.
    Deyim
  • § arığa su gelene kadar kurbağanın gözü patlar
    yapılması geciken iyilikler, bekleyenleri sıkıntı içinde bırakır.
    Atasözü
  • § at görür aksar, su görür susar
    meraklı kimse öğrenmek istediği bilgiye ulaşabilmek için her yola başvurur, her kılığa girer.
    Atasözü
  • § ayağı (ayakları) suya ermek
    bir gerçeği anlayarak aklı başına gelmek.
    Deyim
  • § ayağına sıcak su mu, soğuk su mu dökelim?
    seyrek gelen bir konuğa yarı sitem, yarı sevinçle söylenen söz.
    Deyim
  • § ayaklarına (ayağına) kara su (sular) inmek
    çok yorulmak, güçsüz, dermansız kalmak: “Bu şehirde akşama doğru / İçime korku / Ayaklarıma kara su iner” -B. Necatigil.
    Deyim
  • § ayranım budur, yarısı sudur
    bir iş yarım yamalak yapıldığında özür dilemek için söylenen bir söz.
    Deyim
  • § başından aşağı kaynar sular dökülmek
    üzüntülü veya kötü bir olay karşısında birdenbire büyük bir sıkıntı duymak.
    Deyim

Su İle İlgili Birleşik Sözler

Su kelimesi ile ilgili birleşik sözler aşağıdaki gibidir;

  • su akrebi
  • su altı
  • su askıları
  • su aygırı
  • su baldıranı
  • su bardağı
  • subasar
  • su basıncı
  • su baskını
  • su bidonu
  • su bilgisi
  • su bilimi
  • su biti

Su İngilizcesi

Su kelimesinin İngilizce karşılıkları ise aşağıdaki gibidir

  • Su – water

Su Hakkında Detaylı Bilgi

Su, kohezyon kuvvetine sahip renksiz, kokusuz ve tatsız sıvı bir bileşiktir. Kimyada formülü (H2O) 2 Hidrojen ve 1 Oksijen atomundan meydana gelmiştir. H+ iyonu içeren bir madde ile (ör. asit) ve OH- iyonu içeren maddenin (ör: baz) tepkimesi ile oluşur. Yanıcı olmadığı gibi söndürücü özelliği vardır. Bu özelliği yangınlarda ateşi söndürmeye yarar.

Yüksek Kohezyon ve Adezyon Kuvvetleri

Su, kendi molekülleri arasında çekim kuvveti sayesinde dağılmadan kalabilir. Moleküllerin dipol olması nedeniyle su, birçok maddeye yapışabilir, suyun ıslatma özelliği burdan gelir.

Su aynı zamanda adezyon (farklı iki maddenin molekülleri arasındaki çekim kuvveti) kuvveti yüksek bir maddedir. Hidrojen bağı nedeniyle su molekülleri birbirlerini de çekerler yani su molekülleri arasında kohezyon gücüde çok yüksektir. Suyun kohezyon ve adezyon yetenekleri, suyun belirli kılcal yapılar içinde kopmadan yükselmesine ve taşınmasına yardımcı olur. Bu da bitkilerin karada yaşamlarını sürdürmeleri açısından önem arz eder. Örneğin; civanın dağılmamasıdır.

Suyun sekliğini sağlayan kohezyon maddesi, adezyon kuvveti ile çarpışarak suyu daha sek hale getirir. Molekülleri sekleşen su, artık daha yumuşak ve saftır. Suyun rengini ve tadını sekliği belirler.

Yüzey Gerilimi

Su, molekülleri arasındaki güçlü kohezyon kuvveti nedeniyle oluşan yüksek yüzey gerilimine sahiptir. Bu görülebilir bir etkidir, örneğin, küçük miktardaki su çözünmez bir yüzey üzerine (örn: polietilen) konduğunda, su, diğer madde ile beraber düşene dek kalacaktır.

Sponsorlu Bağlantılar

Bu kuvvetin kaynağı temel olarak su moleküllerini bir arada tutan moleküller arası çekici kuvvetlerdir. Suyun içinde olan moleküller her yönden komşu moleküllerle kuşatıldıkları için, üzerlerine etkiyen toplam kuvvet sıfırdır. Buna karşın, yüzeydeki moleküllerin sadece bir tarafı diğer su molekülleriyle çevrili olduğu için, bunlar içeriye doğru net bir kuvvetle çekilirler. Bu durum yüzeyde bir gerilme oluşturup yüzeyin minimum olmasını sağlar. Hacimleri eşit birçok geometrik şekil içinde yüzey alanı en az olan küredir. Su damlalarının küresel bir şekil alması da yüzey geriliminin en az yüzey oluşturacak şekilde molekülleri hareket ettirmesidir.

Kılcal Hareket

Kılcal hareket, suyun çok dar (kılcal) bir boru/kanalda yerçekimi kuvvetine karşı hareketini ifade eder. Bu hareket oluşur, çünkü su boru/kanalın yüzeyine yapışır ve daha sonra boru/kanala yapışan su, kohezyon kuvveti sayesinde üzerinden daha fazla suyun geçmesini sağlar. İşlem, yerçekimi adezyon kuvvetini yenecek kadar su boru/kanaldan yukarı geçinceye dek tekrarlanır. Bu olayı doğada da görmek mümkündür. Örneğin ağaçların kılcal damarlarında su en yüksek dallara kadar yerçekimine karşı hareket edebilmektedir.

Su, Yüksek Erime Isısına Sahiptir

1 gram buzu eritmek için 0 °C’de 80 kalori gerekir. Erime ısısının yüksek olması suyun donmasını geciktirir; böylece biyolojik sistemler düşük sıcaklıklara dayanıklı olabilen özelliklerini kazanırlar.

Suyun Isınma (Özgül) Isısı Yüksektir

1 gr suyun sıcaklığını 1 °C arttırmak için 1 kalori’lik enerji gereklidir. Bu özgül suda, ısı amonyak dışındaki tüm maddelerinkinden yüksektir. Böylece su sıcaklıklarda fazla artış olmadan daha fazla enerji depolamayı gerektirmektedir ve böylece canlı sistemde sıcaklık ve metabolik olaylar daha kararlı olabilmektedir.

Suyun Gizli Buharlaşma Isısı Yüksektir

100 °C’de 1 g suyu 1 g su buharı haline dönüştürmek için 539 kaloriye ihtiyaç vardır. Gizli buharlaşma ısısının yüksekliği canlı sisteminin izotermal olmasında en önemli katkıya sahiptir. Suyun gizli buharlaşma ısısı, H bağlarından dolayı yüksektir.

Sponsorlu Bağlantılar

Donma Noktası Farklıdır

Suyun basit fakat çevre açısından son derece önemli bir özelliği de suyun sıvı hali üzerinde batmadan yüzebilen, suyun katı hali olan buzdur. Bu katı faz, (sadece düşük sıcaklıklarda oluşabilen)hidrojen bağları arasındaki geometriden dolayı, sıvı haldeki su kadar yoğun değildir. Hemen hemen tüm diğer maddeler için, katı form sıvı formdan daha yoğundur. Standart atmosferik basınçtaki taze su, en yoğun halini 3.98 °C’de alır ve aşağı hareket eder, daha fazla soğuması halinde yoğunluğu azalır ve yukarı doğru yükselir. Bu dönüşüm, derindeki suyun, derinde olmayan sudan daha sıcak kalmasına sebep olur, bu yüzden suyun büyük miktardaki alt bölümü 4 °C civarında sabit kalırken, buz öncelikle yüzeyde oluşmaya başlar ve daha sonra aşağı yayılır. Bu etkiden dolayı,göllerin yüzeyi buz ile kaplanır. Hemen hemen tüm diğer kimyasal maddelerin katı halleri, sıvı haline göre yoğun olduğundan dipten yukarı donmaya başlarlar.

Suyun hacmi, bilinen tüm sıvıların aksine, belirli bir sıcaklığa (+4 °C’ye) düşene kadar azalır, daha sonra tekrar artmaya başlar. Donduğunda ise hacmi sıvı hale göre daha fazladır. Bu nedenle suyun katı hali, sıvı halinden daha hafiftir. Bu yüzden buz, suyun dibine batmayıp su üstünde yüzer. Suyun bu özelliği yaşamın kış aylarında ya da her zaman soğuk olan bölgelerde sudaki yaşamın devam etmesine olanak tanır. Deniz, nehir ve göllerin üst kısmı donar, buz üst kısımda kaldığı için su içindeki canlılar yaşamlarını sürdürmeye devam edebilirler.

100% saf su -48 °C’de donar

Üçlü Noktası

Suyun üçlü noktası (saf haldeki sıvı su, buz ve su buharının dengede bulunduğu sıcaklık ve basınç kombinasyonu), kelvin sıcaklık ölçü biriminin tanımlanması için kullanılır. Sonuç olarak, suyun üçlü nokta sıcaklığı, 273.16 Kelvin (0.01 °C) ve basıncı 611.73 Pascal’dır (0.0060373 ATM).

Elektriksel İletkenlik

Genellikle yanlış bir kanı olarak, suyun çok güçlü bir elektrik iletken olduğu düşünülür ve elektrik akımının öldürücü etkilerini iletme riski bu popüler inanış ile açıklanır. Su içindeki tüm elektriksel özelliği sağlayan etkenler, suyun içinde çözülmüş olan karbondioksit ve mineral tuzların iyonlarıdır. Su, iki su molekülünün bir hidroksit anyonu ve bir hidronyum katyonu halini alması ile kendini iyonize eder, fakat bu elektrik akımının yaptığı iş veya zararlı etkilerini taşımak için yeterli değildir. (“Saf” su içinde, hassas ölçüm cihazları, 0.055 µS gibi çok zayıf bir elektriksel iletkenlik değeri saptayabilirler.) Saf su, oksijen ve hidrojen gazları içinde de çözülmüş iyonlar olmadan elektroliz olabilir; bu çok yavaş bir süreçtir ve bu şekilde çok küçük bir akım iletilir. (Elektroliz, elektrik akımı yardımıyla, bir sıvı içinde çözünmüş kimyasal bileşiklerin ayrıştırılması işlemine denir.)

Suyun Halleri

Su yerkürede değişik hallerde bulunur: su buharı, (bulutlar), su (denizler, göller), buz (kar, dolu, buzullar) gibi. Su sürekli olarak su döngüsü olarak bilinen döngü içinde değişik fiziksel hallere dönüşür.

Sponsorlu Bağlantılar

Yağışın insanlık ve tarım için öneminden dolayı, değişik biçimlerine farklı isimler verilmiştir: çoğu ülkede genel ismi yağmur’dur, dolu, kar, sis ve çiy diğer örneklerdir. Uygun şartlar oluştuğunda, havadaki su damlacıkları güneş ışığını kırarak, gökkuşağı oluştururlar.

Temel olarak, su akışı, nehirler ve tarım için su ihtiyacı gibi, insanlık tarihinde büyük roller oynamıştır. Nehirler ve denizler, ticaret ve ulaşım için elverişli yollar sunmuştur. Su akışı, erozyon etkisi ile çevrenin şekillenmesinde büyük roller oynayarak, vadiler ve deltalar oluşmasını sağlamış ve insanların yerleşimine uygun arazi ve alanlar meydana getirmiştir.

Su aynı zamanda zemine nüfuz ederek, yer altına doğru iner. Bu yeraltı suları daha sonra tekrar yüzeye çıkarak doğal kaynaklar, sıcak su kaynakları ve gayzerler oluşturur. Yeraltı suları, aynı zamanda ambalajlanarak maden suyu olarak satılmaktadır.

Su, kendi içinde farklı maddelerin koku ve tadlarını barındırabilir. Bu nedenle, insan ve hayvanların, suyun içilebilirliğini anlamak için duyuları gelişmiştir. Hayvanlar genel olarak, tuzlu deniz suyunun vebataklık suyunun tadından hoşlanmaz, dağlardan veya yeraltından gelen saf kaynak sularını ararlar. Kaynak suyu veya mineral su diye bilinen tat, aslında suyun içinde çözülmüş olan minerallerin tadıdır. Saf su (H2O), tatsızdır. Bu yüzden, kaynak veya mineral suyunun saflığı diye bilinen şey, suyun içinde zararlı (toksik) maddeler, kir, toz veya mikrobik organizmalar olmadığını belirtir.

Suyun İnsan Hayatındaki Yeri ve Önemi

Yetişkin bir insan vücut ağırlığının %60-70’i (3/2’si) sudur. Bu oran yaşa, cinsiyete, kiloya bağlı olarak farklılık gösterir. Örneğin yeni doğan bebeklerin vücudundaki su oranı %75’dir. Yaşamın ilk 5 gününde %70’e inen su oranı, sonradan yavaş yavaş azalarak bir yaşın sonunda yetişkindeki su oranına yaklaşır. Erkeklerdeki su oranı kadınlara, şişmanlar zayıflara oranla daha fazladır. Yaş ilerledikçe de vücut suyunda azalma görülür.

Sponsorlu Bağlantılar

Su besinler ve içeceklerle de sindirim yoluyla vücuda alınır. Vücuda alınan su sindirim sisteminde emildikten sonra kana geçer. Kan dolaşımı ile vücuda dağılır ve kılcal damarlardan çıkarak doku sıvısını oluşturur. Hücre içinde bazı kimyasal reaksiyonlara katıldıktan sonra tekrar hücre dışına çıkar ve tekrar doku sıvısına dönüşür. Dokulardan kan dolaşımına katılır. Kan dolaşımı aracılığı ile böbreklere gelerek önemli bir kısmı idrar olarak vücut dışına atılır. Diğer bir kısmı ise deri, solunum ve sindirim sistemi vasıtasıyla kullanılıp vücuttan atılır.

Yetişkin bir insanın günlük su ihtiyacı 2500-2600 ml kadardır. Suyun vücuda alımı ve atılımı bir denge içinde oluşur. Vücutta normal sıvı hacminin korunması için günlük sıvı alımının günlük sıvı kaybına eşit olması gerekir. Bu denge bozulduğunda hastalıklar ortaya çıkar. Yemek yemeden aylarca yaşanabilir, ancak susuz sadece birkaç hafta dayanılabilir. İnsan vücudunda su dengesini düzenleyen (regüle eden) merkezler ve sistemler mevcuttur.

  • Vücuda su alımı (Hidrasyon) : Vücuda besinlerle (1000 ml) ve içeceklerle (1200 ml) ağız yoluyla su alımına ekzojen su kazanımı denir. Bir de vücudumuzda hücre metabolizması esnasında meydana gelen kimyasal reaksiyonlar sonucu oksidasyon ürünü olarak 300 ml kadar su açığa çıkar. Vücutta bu şekilde su açığa çıkmasına endojen su kazanımı denir.
  • Vücuttan su kaybı Dehidrasyon : Vücuda alınan su, idrarla böbreklerden (1500 ml kadarı), solunum havasıyla akciğerlerden (500 ml kadarı), terleme yolu ile deriden (500 ml kadarı) ve gaita ile bağırsaklardan (100 ml kadarı) vücut dışına atılır.
  •  %1: Susuzluk hissi, ısı düzeninin bozulması, performans azalması,
  •  %3: Vücut ısı düzenin iyice bozulması, aşırı susuzluk hissi,
  •  %4: Fiziksel performansın %20-30 düşmesi,
  •  %5: Baş ağrısı, yorgunluk,
  •  %6: Halsizlik, titreme,
  •  %7: Fiziksel aktivite sürerse bayılma,
  •  %10: Bilinç kaybı,
  •  %11: Vücut dirençsizliği, olası ölüm,
  •  %12: %97 oranında ölüm,
  •  %15: %100 ölüm.

Suyun Vücuttaki Görevleri

  • Hücrelerin ihtiyacı olan maddeleri hücreye taşımak,
  • Hücrelerin fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için gerekli olan katı maddelerin çözünmesini sağlamak,
  • Hücrelerde metabolik faaliyetler sonucu oluşan atık maddeleri boşaltım organlarına (böbrek, akciğer, deri, sindirim kanalı) taşıyarak vücut dışına atılımını sağlamak,
  • Vücut ısısını dengede tutmak,
  • Kanın hacmini dengelemek,
  • Besinlerin sindirimine yardımcı olmak,
  • Beyin, omurilik gibi bazı organları dış etkenlerden korumak, suyun görevleridir.
Sponsorlu Bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ne Nedir Vikipedi